Ghosts Bir Öngürü müydü?

Kişisel olarak en sevdiğim MJ eseridir diyebilirim. Hiç birini bir diğerinden ayıramasam da Ghosts'u diğerlerinden daha bir özel, daha bir kişisel bulurum...

Michael, tek başına ve hayaletlerle yaşayan bir karakter olarak çıkar karşımıza hatta bir de çocukları korkuttuğu rivayeti vardır. Kasabanın ileri gelenlerinden Mayor (belediye başakanı) bir gün çocukları, ebeveynleri, kasaba sakinlerini toplar ve küçük düşürmek için, aşağılamak için Michael'ın muhteşem şatosunun kapısına dayanır...

Belediye başkanının sürekli ucube kelimesini kullanarak, çocukları öne sürerek sarfettiği kışkırtıcı sözler karşısında Michael'ın sukunetini koruması, biraz da dalgacı karşılıklar vermesi seyir zevkini zirveye taşır. Eğlenceli başlayan ağız dalaşı kısa süre sonra belediye başlanının küstahlığı ile devam eder. Michael'a da fazla seçenek kalmayacaktır. Belediye başkanı korkunç bir deneyimi çoktan haketmiştir. Belediye başkanını bu noktada medya ve Michael hakkında sürekli salya saçarak konuşanlarla özdeşleştirmek hiç de zor değil. Michael da zaten film boyunca bu kötücül karakterle münakaşa halinde olacaktır. Ön yargıya gark olmuş, biraz da kendini ezik hisseden ve hatta kendini kasaba sakinlerine kanıtlamaya çalışan belediye başkanı korkudan aklını kaçıracak noktaya gelirken çocuklar ve diğer yetişkinler ön yargıları kırıp eğlenmeye ve sempati duymaya başlar. Eh, Michael hayaletlerle yaşayan, adı kötüye çıkmış biridir ama yakından görüp, tanıyınca hiç de rivayet edildiği gibi biri olmadığı gözlerden kaçmaz.

Michael'ın müthiş şovu biterken Michael ilk defa sevenlerinin kalbine bir ateş düşürür. Michael ilk defa yok olur, yitip gider. Ziyaretçilerini ağırlar, eğlendirir ve kendini sert zemine bırakıverir. Porselen bir bebek gibi dökülür, toz olur ve rüzgara karışır. Hatırlıyorum da Ghosts'un izleyici ile buluştuğu o günlerde bir çok kişi (özellikle sevmeyenler) kendi ölümünü resmettiğini, aynen böyle dökülerek öleceğini dile getirmişti. Benim içinse sinema sanatının en unutulmaz sahnelerinden biriydi ve itiraf edeyim ki o anda müthiş bir burukluk hissetmiştim. İlk defa Michael gözlerimin önünde yitip gitmişti. Filmdeki belediye başkanının kazandığı zafer inanılacak gibi değildi. Amaaaaa Michael herkesi kandırmıştı, ani bir manevra ile hellooo diyivermiş, belediye başkanına (medya ve Michael'ı yıpratan herkese) aklının ucundan geçmeyen bir sürpriz yapmıştı. Evet, Michael geri döndü, kötücül karekter neye uğradığını şaşırdı ve o korkuyla sonsuza dek sustu. Michael geri döndü çünkü zaten hiç gitmemişti...

Benim için Ghosts çok özeldir ama 25 Haziran'dan beri daha da özel olmaya başladı. Michael, Ghosts'u yaparken belki bugünleri planlamamıştı (belki de planlamıştı, herşey Invincible ile mi başladı demiştim ama belki de Ghosts'la başladı, Invincible albümündeki şarkıların sözlerini sıralayınca hoaxdeath'in ip uçlarını yakalamak da mümkün zaten lakin şimdi anlaşılabiliniyor ancak) ama Ghosts hiç değilse Michael'ın bilinç altından taşıyordu ve bugün baktığımda emin olduğum tek şey ise Ghosts bir öngörüydü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder